Ana içeriğe atla

Hep

*Uyandığımda umuda dair çok bir şey kalmıyor;uyurken,belirsizlik bile olsa içinde,umut kendini gösterip üzerime yorgan oluyor.Uyandığımda bırakın yorganı çırılçıplak kalıyorum dünyanın karşısında,savunmasız.Haberlere bakıyorum,mesajlara da.Gördüğüm rüya aklıma geliyor;tam anımsayamıyorum,muğlak bir görüntü var zihnimde,hülyalar bile kendini göstermiyor anlaşılan diye düşünüyorum.

*Birkaç adımlık odamda gitarı elime alıp basmayı beceremediğim akora iyice basıyorum,sonuç yine çıkmıyor ses.Gitarı kılıfına koyup birkaç adım da olsun yer açıyorum kendi krallığımda kendime.Başım ağrıyor,vakit henüz ikindi yani günün yarısı eder.Bu umutsuzluğun beni çırılçıplak bırakmasının soğukluğunu hissederken güzel şeyleri düşünüyorum;gelecek kazak,hayaller pantolon,aşmam gereken zorluklar çoraplarım yani kısaca ''mutluluk'' üst-baş olup bürüyor bedenimi.Artık daha az üşüyorum.


*Her adımda aşmam gereken zorlukları hatırlıyorum,daha emin adımlar atıyorum.Bu bana biraz acı veriyor olsa da hoş bir irkilme de sağlıyor,bu yadsınamaz.Mesela oturup yazdığın kitabı hemen bitirme;önce imla çalış,onlarca öykü oku,saatlerce edebi tetkikleri incele,kullandığın enstrüman olan Türk Dili konusunda bilgiler edin.Bu zorlukları her adımda duyuyor,ama bunların gözümde dağ
olmasını engellemek adına sürekli olarak çalışıyorum.Oturup sadece yazmak,bu yazar kasa gibi yazıcı gibi ruhsuz aletlerin işidir diye düşünüyorum.Edebiyatçılık ise önce ''edebiyatı'' bilmek ve ona mesai harcamak ile mümkündür.Daha sonra kendi yeteneklerinizin önemi ortaya çıkar ve pek tabii olarak ''hayal gücü'' tüm çalışmalarınızın zeminini oluşturur.İşte böyle geçiyor günlerim;tarihe not düşmek istedim,ola ki bir gün raflarda kitabımı görürler,alıp okurlar ve ''çalakalem yazmış'' demesinler diye.


**Çalışıyorum,okuyorum,yazıyorum ve düşünüyorum.




























(Salvador Dali,Swans Reflecting Elephants)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başlangıç İçin Gitar Tavsiyeleri

Hayatımıza yeni şeyler sokmak isteriz. Bunlar; insan, hobi, şehir ya da düşünce olabilir. Hobi edinmek, genellikle devamlılığı gelmeyen uğraşlardır. Bir anlık hevesle başlayıp daha sonra bıkarız. Bunların başında da enstrümanlar gelir. Herkes (çoğumuz) bir enstrümanı; sesini ya da duruşunu severek almak ister. Yıllar önce ben de en sevdiğim enstrüman olan gitarı aldım. Yaklaşık dört yıldır elimin altında duran bu güzelim aleti henüz daha yeni keşfediyorum. Son üç aydır sıkı çalışıyorum. Daha önce imkansız gördüğüm bazı teknikleri yeni yeni uygulamaya başladım. Hatta bareli akorları ''Bunu hayatta basamam'' diyerek uzunca zaman aynı akorlar ile geçiş yapmak suretiyle tıngırdattım gitarı. Bugünlerde ise sağ elimi farklı ritmlere alıştırma çabası içerisindeyim. Lafı fazla uzatmadan başlangıç seviyesinde alınabilecek birkaç gitar tavsiyesinde bulunayım dedim. Verdiğim klasik gitar örneklerinin muadilini kendi mahallenizdeki ya da şehrinizdeki müzik marketlerden bulabilirsin

Mandabatmaz Türk Kahvesi -1967/ Beyoğlu

Beyoğlu adımlamak için en çok bulunduğum yer İstanbul'da. İnsan çeşitliliği bakımından ülkemizde daha renkli bir yer var mıdır bilmiyorum. Geçtiğimiz gün yine oradaydım. İstiklal merkezli bir Beyoğlu salınımında bulundum sevgilimle. Nerede oturalım sorularını sağnaklaştırdığımız tam o an kız arkadaşım "Mandabatmaz'a gidelim" dedi... Daha önce adını duymuştum lakin hiç uğramamıştım. Yakın sayılırdık o sokağa. İstiklal'in gürültü ve hengamesinden hemen Olivia Geçidi Sokağına girdik. Az ileride sıralı yer tabureleriyle bizi Mandabatmaz bekliyordu. Doğrusu burası hakkında söyleyecek çok bir şeyim yok. Müdavimlerinden dinlemek daha doğru olacaktır. Ne de olsa 1967 yılından beri mevcudiyetini sürdüren bir mekan. Kahvesi evvelden nasıldı; servis, oturma düzeni, fiyatları ya da sahipleri nasıldı bu konularda bir mukayese yapamayacağım. Ama şunları söylemek isterim... Fiyatları uygun bir yer. İki Türk Kahvesine yanlış hatırlamıyorsam 16 TL ödedik ki b