Ana içeriğe atla

Günaydınlar

Ömür denen ağaçtan;gün denen bir yaprak daha kopartıp,kendime de biraz kızarak usulca tekrar oturuyorum yazmanın başına.Harpten çıkmış gibi olmama sebep olan iki kitabı,bir günün içinde devirmek hayli yorucuydu.Kitapların isimlerini paylaşmak istemiyorum,herhangi kitaplar işte.Kitaplardan notlar alarak;sarı kapaklı ajandamı doldurup,diğer yandan da altını çizdiğim cümleleri uzun uzadıya düşündüm.Mesela bunları yaparken Fenerbahçe'nin hem de Galatasaray ile maçı vardı ama hayatımda ilk defa izlemedim.Hatta merak bile etmedim.Çünkü dün ''romancı'' olmanın gayretini duyuyor muyum ya da bu gayret ile can bulacak yetenek bende vuku bulabilir mi?diye düşünüyordum.Her gün okuyan,her gün en az yarım sayfa yazan biri olarak;''edebiyatçı'' olmanın kolay olmadığını bilen birisiyim.Sadece yazmak ya da okumak değil çünkü hüner;asıl hüner,başkası olabilme ya da başkasını sen yapabilmekte.Tabi marifet tarifleri yapıldıkça değil,iltifatla nişanlanınca karşılığı olan bir haslet bizim toplumumuzda ama;henüz hiçbir iltifata tabii olmasam,marifetimin olup olmadığımı bilmesem de inandığım tek yazabilme imtiyazımın,hayal gücüm olduğuna inanmam.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başlangıç İçin Gitar Tavsiyeleri

Hayatımıza yeni şeyler sokmak isteriz. Bunlar; insan, hobi, şehir ya da düşünce olabilir. Hobi edinmek, genellikle devamlılığı gelmeyen uğraşlardır. Bir anlık hevesle başlayıp daha sonra bıkarız. Bunların başında da enstrümanlar gelir. Herkes (çoğumuz) bir enstrümanı; sesini ya da duruşunu severek almak ister. Yıllar önce ben de en sevdiğim enstrüman olan gitarı aldım. Yaklaşık dört yıldır elimin altında duran bu güzelim aleti henüz daha yeni keşfediyorum. Son üç aydır sıkı çalışıyorum. Daha önce imkansız gördüğüm bazı teknikleri yeni yeni uygulamaya başladım. Hatta bareli akorları ''Bunu hayatta basamam'' diyerek uzunca zaman aynı akorlar ile geçiş yapmak suretiyle tıngırdattım gitarı. Bugünlerde ise sağ elimi farklı ritmlere alıştırma çabası içerisindeyim. Lafı fazla uzatmadan başlangıç seviyesinde alınabilecek birkaç gitar tavsiyesinde bulunayım dedim. Verdiğim klasik gitar örneklerinin muadilini kendi mahallenizdeki ya da şehrinizdeki müzik marketlerden bulabilirsin

Mandabatmaz Türk Kahvesi -1967/ Beyoğlu

Beyoğlu adımlamak için en çok bulunduğum yer İstanbul'da. İnsan çeşitliliği bakımından ülkemizde daha renkli bir yer var mıdır bilmiyorum. Geçtiğimiz gün yine oradaydım. İstiklal merkezli bir Beyoğlu salınımında bulundum sevgilimle. Nerede oturalım sorularını sağnaklaştırdığımız tam o an kız arkadaşım "Mandabatmaz'a gidelim" dedi... Daha önce adını duymuştum lakin hiç uğramamıştım. Yakın sayılırdık o sokağa. İstiklal'in gürültü ve hengamesinden hemen Olivia Geçidi Sokağına girdik. Az ileride sıralı yer tabureleriyle bizi Mandabatmaz bekliyordu. Doğrusu burası hakkında söyleyecek çok bir şeyim yok. Müdavimlerinden dinlemek daha doğru olacaktır. Ne de olsa 1967 yılından beri mevcudiyetini sürdüren bir mekan. Kahvesi evvelden nasıldı; servis, oturma düzeni, fiyatları ya da sahipleri nasıldı bu konularda bir mukayese yapamayacağım. Ama şunları söylemek isterim... Fiyatları uygun bir yer. İki Türk Kahvesine yanlış hatırlamıyorsam 16 TL ödedik ki b