Ana içeriğe atla

Bugünlük - 1

Günümüz; pespaye, vasat ve hızlı olanı değerli kılıyor. Evvelimiz hakkında pek fazla bilgi sahibi değilim. Lakin, özellikle son yıllarda artarak gelen 'basit' olanın egemenliği aynı zamanda lümpenlerin de zaferi oluyor. Derinlik ve yükseklik maalesef giderek azalıyor. Bu çoğu konuda böyle diye düşünüyorum. Türkçe bilmeyen romancıların; renk bilmeyen ressamların, nota bilmeyen müzisyenlerin ve sinematografi bilmeyen sinemacıların kucağında olan kültür ve sanat camiasi insanların kötüye olan talebinden yararlanmanın peşinde. Piyasa istekleri, talepler, sanat eseri yaratmamalı diye düşünüyorum. Hem sanatın hem de sanatçının biricik olması demek, üretim bandına giren bir beyaz eşya gibi kullanıcı talepleri doğrultusunda olduğu zaman 'ozgunluk' yerini başka şeylere bırakıyor demektir aynı zamanda. Aynılaşmaktır bu, halbuki sanatçı; yüksek hayalgücü, yüksek zevki ve peşinde koşması gereken yüksek 'ülkülü' bireydir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başlangıç İçin Gitar Tavsiyeleri

Hayatımıza yeni şeyler sokmak isteriz. Bunlar; insan, hobi, şehir ya da düşünce olabilir. Hobi edinmek, genellikle devamlılığı gelmeyen uğraşlardır. Bir anlık hevesle başlayıp daha sonra bıkarız. Bunların başında da enstrümanlar gelir. Herkes (çoğumuz) bir enstrümanı; sesini ya da duruşunu severek almak ister. Yıllar önce ben de en sevdiğim enstrüman olan gitarı aldım. Yaklaşık dört yıldır elimin altında duran bu güzelim aleti henüz daha yeni keşfediyorum. Son üç aydır sıkı çalışıyorum. Daha önce imkansız gördüğüm bazı teknikleri yeni yeni uygulamaya başladım. Hatta bareli akorları ''Bunu hayatta basamam'' diyerek uzunca zaman aynı akorlar ile geçiş yapmak suretiyle tıngırdattım gitarı. Bugünlerde ise sağ elimi farklı ritmlere alıştırma çabası içerisindeyim. Lafı fazla uzatmadan başlangıç seviyesinde alınabilecek birkaç gitar tavsiyesinde bulunayım dedim. Verdiğim klasik gitar örneklerinin muadilini kendi mahallenizdeki ya da şehrinizdeki müzik marketlerden bulabilirsin

Mandabatmaz Türk Kahvesi -1967/ Beyoğlu

Beyoğlu adımlamak için en çok bulunduğum yer İstanbul'da. İnsan çeşitliliği bakımından ülkemizde daha renkli bir yer var mıdır bilmiyorum. Geçtiğimiz gün yine oradaydım. İstiklal merkezli bir Beyoğlu salınımında bulundum sevgilimle. Nerede oturalım sorularını sağnaklaştırdığımız tam o an kız arkadaşım "Mandabatmaz'a gidelim" dedi... Daha önce adını duymuştum lakin hiç uğramamıştım. Yakın sayılırdık o sokağa. İstiklal'in gürültü ve hengamesinden hemen Olivia Geçidi Sokağına girdik. Az ileride sıralı yer tabureleriyle bizi Mandabatmaz bekliyordu. Doğrusu burası hakkında söyleyecek çok bir şeyim yok. Müdavimlerinden dinlemek daha doğru olacaktır. Ne de olsa 1967 yılından beri mevcudiyetini sürdüren bir mekan. Kahvesi evvelden nasıldı; servis, oturma düzeni, fiyatları ya da sahipleri nasıldı bu konularda bir mukayese yapamayacağım. Ama şunları söylemek isterim... Fiyatları uygun bir yer. İki Türk Kahvesine yanlış hatırlamıyorsam 16 TL ödedik ki b