Bu başlıkta (ya da benzer) bir yazı daha yazmıştım. Bu çağın mutsuzluklarından dem vurarak. Umut aşılama arzusuyla değil, birtakım gerçekleri vurgulama kaygısıyla yazıyorum yine. Çağımızın ekonomik kıskaçlarını ıskalamadan, onun bize bıraktığı bedbin ruhlarımızı sanatla ya da bilimle oyalayarak nasıl feraha ereceğimizi düşünüyorum hep. Ekonomik kıskaçlara vurgu yapmamın çeşitli sebepleri var. İnsanoğlunun sonsuz istekleri ama bu istekleri karşılayacak sınırlı imkanları vardır. Bu durum, onun yeryüzünden sıyrılıp ruhlar alemine karışına kadar geçen zamanda sürekli olarak kişinin omuzlarında bir yük ya da ensesinde bir nefes olacaktır. Kimileri için bu dengeleme süreci onun gelişimine katkı sağlarken kimileri içinse onu yorgun düşürerek olduğu yerde kalmasına sebebiyet verecektir.
Reklamların kum gibi olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Şuan bu yazıyı okuduğunuz düzlemde bile iki tane reklam alanı mevcut. Üretici ve tüketicilerin ticari bir eylemde bulunduğu ve bizim ''piyasa'' olarak nitelendirdiğimiz alan, sürekli bize tüketmemiz gerektiğini aşılıyor. Bunun sonucunda evimize giren paranın iki katı kadar değere sahip cep telefonları, konut kredileri ve tatil masrafları yapıyoruz. Bunların bir kısmı insanın gerçekten temel ihtiyacıdır. Lakin, bizim gibi orta gelir tuzağındaki ülkelerde terakki(ilerleme) sağlamak isteyen bireyler ömürleri boyunca kredi borçlarıyla uğraşmaktadır. Bulunduğu sosyal sınıfın bir adım ötesine geçmek derdi ile yaşarken.
Bulunduğu sınıfın bir üst katına neden geçmek isteriz ? Aslında hepimiz kabul görmek için yaşıyoruz. Kimimiz bunu fazla ciddiye alıyor kimimiz ise daha az. Bunun sonucu olarak yaptığımız eylemlerin takdir alması ve dikkat çekmesi ile meşgulüz. Benim gibi milenyuma az kala dünyaya gelenlerin hangi birisi sosyal medyada 'beğenilme' arzusu taşımıyor. Oran veremem ama çok azı. Hayatımızı hep başkalarının ''aferini bravo, helal, harika'' demesi için heba etmiyor muyuz? Ya da ''yakışıklı, güzel, akıllı, zeki, zengin, nüfuzlu'' gibi sıfatları duymak için çabalamıyor muyuz? Evet sen ve ben. Bunun farkındayız. Basit olan ne varsa hayatımızdan çıkalı çok oldu. Bu yeni düzenin atomdan daha küçük parçaları olan bizler ise atom bombası olmayı bekliyoruz. Bence sorunun çözümü başkalarının onaylarını ve takdirlerini hiçe saymaktan geçiyor. Nitelikli sanatçıların ya da bilim adamlarının yaptığı gibi işimize odaklanıp, samimi bir merak ve arayış içerisinde bir hayat yaşamak her zaman bizi daha mutlu kılacaktır.
(Fotoğraf:pixabay)
Reklamların kum gibi olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Şuan bu yazıyı okuduğunuz düzlemde bile iki tane reklam alanı mevcut. Üretici ve tüketicilerin ticari bir eylemde bulunduğu ve bizim ''piyasa'' olarak nitelendirdiğimiz alan, sürekli bize tüketmemiz gerektiğini aşılıyor. Bunun sonucunda evimize giren paranın iki katı kadar değere sahip cep telefonları, konut kredileri ve tatil masrafları yapıyoruz. Bunların bir kısmı insanın gerçekten temel ihtiyacıdır. Lakin, bizim gibi orta gelir tuzağındaki ülkelerde terakki(ilerleme) sağlamak isteyen bireyler ömürleri boyunca kredi borçlarıyla uğraşmaktadır. Bulunduğu sosyal sınıfın bir adım ötesine geçmek derdi ile yaşarken.
Bulunduğu sınıfın bir üst katına neden geçmek isteriz ? Aslında hepimiz kabul görmek için yaşıyoruz. Kimimiz bunu fazla ciddiye alıyor kimimiz ise daha az. Bunun sonucu olarak yaptığımız eylemlerin takdir alması ve dikkat çekmesi ile meşgulüz. Benim gibi milenyuma az kala dünyaya gelenlerin hangi birisi sosyal medyada 'beğenilme' arzusu taşımıyor. Oran veremem ama çok azı. Hayatımızı hep başkalarının ''aferini bravo, helal, harika'' demesi için heba etmiyor muyuz? Ya da ''yakışıklı, güzel, akıllı, zeki, zengin, nüfuzlu'' gibi sıfatları duymak için çabalamıyor muyuz? Evet sen ve ben. Bunun farkındayız. Basit olan ne varsa hayatımızdan çıkalı çok oldu. Bu yeni düzenin atomdan daha küçük parçaları olan bizler ise atom bombası olmayı bekliyoruz. Bence sorunun çözümü başkalarının onaylarını ve takdirlerini hiçe saymaktan geçiyor. Nitelikli sanatçıların ya da bilim adamlarının yaptığı gibi işimize odaklanıp, samimi bir merak ve arayış içerisinde bir hayat yaşamak her zaman bizi daha mutlu kılacaktır.
(Fotoğraf:pixabay)
Yorumlar
Yorum Gönder