Adam kadına bakarken, önlerinden geçen arabanın egzoz sesi böldü seyrini adamın. Karşıya geçemediler hala. Arabalar durmuyor. Adam karşıdaki müzik markete gitmek için can atmıyor ama yine de acelesi varmış gibi yapıyor. Kadın daha rahat. Bakışıyorlar tekrar. Tekrar bakışıyorlar...
Adamın yaşı hakkında elimizdeki en sahih vesika buruşmaya başlamış elleri ve biraz kamburlaşmış sırtı; en az ellisinde olsa gerek. Kadın çok daha genç. Karşıya geçtiler. Adam bir keze daha bakarken kadının arkasından artık girmişti müzik markete. İstediği albüm hala gelmemiş. Yola düştü tekrar. Bir bakış daha attı kadının gittiği tarafa doğru ve kadın çoktan karışmıştı herkesin arasına herkes gibi.İstediği albüm daha gelmemişti. Ters yöne baktı, yürüdü ve uzaklaştı müzik marketin önünden. Kulağında sadece müzik markette çalan arabesk bir şarkı kaldı, şarkı gerçekten çorap kokuyordu. Bir bakış daha attı sağ tarafına. Vitrinde az önceki kadının üzerindeki elbisenin aynısından vardı. Girip aldı onu, poşeti sıkıca tutarak çıktı dışarı. Tekrar bakış attı geldiği yöne.
İstediği albümü bir başka müzik markete sordu ve yine ''daha gelmemişti'' aynı zamanda '' yutup varken'' ne albüm aşkıydı bu? Evine girmeden önce, apartmanının altındaki bakkala girdi. Tozlanmış salça ve yağ tenekelerinin üst rafında duran plastik kabı olan siyah zeytinden bir tane aldı. Birkaç ekmek ve bir kalıp peynir. Bir bakış daha attı apartmana girdikten sonra dışarı.
Bugün alamadığı albümün sahibinin bir önceki albümünü taktı kasetçalara. Soyundu, aynaya bakış attı. Sadece çorapları kalmıştı. Mağazadan aldığı kıyafeti giydi. Bedeni olmuştu. Sevinmedi bile. Koltuğuna oturmadan önce sehpanın üzerine; biraz zeytin, biraz peynir ve bir kadeh şarap koydu.
Bir bakış attı öküzgözü üzümle yapılmış şarabına, sonra bir bakışta tavana attı kadehi dikerken kafasına. Sonra bir bakış, bir bakış ve bir bakış daha...
Adamın yaşı hakkında elimizdeki en sahih vesika buruşmaya başlamış elleri ve biraz kamburlaşmış sırtı; en az ellisinde olsa gerek. Kadın çok daha genç. Karşıya geçtiler. Adam bir keze daha bakarken kadının arkasından artık girmişti müzik markete. İstediği albüm hala gelmemiş. Yola düştü tekrar. Bir bakış daha attı kadının gittiği tarafa doğru ve kadın çoktan karışmıştı herkesin arasına herkes gibi.İstediği albüm daha gelmemişti. Ters yöne baktı, yürüdü ve uzaklaştı müzik marketin önünden. Kulağında sadece müzik markette çalan arabesk bir şarkı kaldı, şarkı gerçekten çorap kokuyordu. Bir bakış daha attı sağ tarafına. Vitrinde az önceki kadının üzerindeki elbisenin aynısından vardı. Girip aldı onu, poşeti sıkıca tutarak çıktı dışarı. Tekrar bakış attı geldiği yöne.
İstediği albümü bir başka müzik markete sordu ve yine ''daha gelmemişti'' aynı zamanda '' yutup varken'' ne albüm aşkıydı bu? Evine girmeden önce, apartmanının altındaki bakkala girdi. Tozlanmış salça ve yağ tenekelerinin üst rafında duran plastik kabı olan siyah zeytinden bir tane aldı. Birkaç ekmek ve bir kalıp peynir. Bir bakış daha attı apartmana girdikten sonra dışarı.
Bugün alamadığı albümün sahibinin bir önceki albümünü taktı kasetçalara. Soyundu, aynaya bakış attı. Sadece çorapları kalmıştı. Mağazadan aldığı kıyafeti giydi. Bedeni olmuştu. Sevinmedi bile. Koltuğuna oturmadan önce sehpanın üzerine; biraz zeytin, biraz peynir ve bir kadeh şarap koydu.
Bir bakış attı öküzgözü üzümle yapılmış şarabına, sonra bir bakışta tavana attı kadehi dikerken kafasına. Sonra bir bakış, bir bakış ve bir bakış daha...
Yorumlar
Yorum Gönder