Ne kadar sonra düzelir bilmiyorum ama "trafik" kültürümüz olmadığı sürece nasıl bir medeniyetten bahsedeceğiz bilmiyorum... Trafik ile medeniyet arasındaki ilişki şu bağlamda ele alınırsa ancak bir illiyet söz konusu olur diye düşünüyorum, nedir o ? Tabiki telaş, dikkat ve haklılık. Trafikteki tüm kavgalar ve kazalar bu az önce belirttiğim üç farklı kelimeyi içlerinde gizliyorlar. Halbuki kaza yapana kadar her şoför dikkatlidir ( öyle olduğunu sanar). Telaş ise, milenyumun ve "Amerikancı" diye anılan zihnin insanoğlunun son zamanlardaki en başat refleksleri arasında(fast food). Gelelim haklı olmaya. Haklı olmak için, ya da çıkmak için, herkesin kendi içinde barındırıyor olduğu gizil yanları vardır. O yanları sürekli karşıyı hedef olarak görür. Edinimlerin ve kazanımların tekmil hakkı olduğunu sanan birey; ahlaki ve adli konularda da kendini tüm olaya hakim ve üç yüz altmış derecelik bir gözlem ve bunun sonunda beyninde sağlıklı bir izlek oluştuğuna kani olur. Trafik medeniyetten başka bir şey değildir, hele şu yüzyılda.
Hayatımıza yeni şeyler sokmak isteriz. Bunlar; insan, hobi, şehir ya da düşünce olabilir. Hobi edinmek, genellikle devamlılığı gelmeyen uğraşlardır. Bir anlık hevesle başlayıp daha sonra bıkarız. Bunların başında da enstrümanlar gelir. Herkes (çoğumuz) bir enstrümanı; sesini ya da duruşunu severek almak ister. Yıllar önce ben de en sevdiğim enstrüman olan gitarı aldım. Yaklaşık dört yıldır elimin altında duran bu güzelim aleti henüz daha yeni keşfediyorum. Son üç aydır sıkı çalışıyorum. Daha önce imkansız gördüğüm bazı teknikleri yeni yeni uygulamaya başladım. Hatta bareli akorları ''Bunu hayatta basamam'' diyerek uzunca zaman aynı akorlar ile geçiş yapmak suretiyle tıngırdattım gitarı. Bugünlerde ise sağ elimi farklı ritmlere alıştırma çabası içerisindeyim. Lafı fazla uzatmadan başlangıç seviyesinde alınabilecek birkaç gitar tavsiyesinde bulunayım dedim. Verdiğim klasik gitar örneklerinin muadilini kendi mahallenizdeki ya da şehrinizdeki müzik marketlerden bulabilirsin
Yorumlar
Yorum Gönder