Ana içeriğe atla

*para,saadet,huzur,ilke

Kaybettiğimizi düşünmeyelim.Kaybeden insan,parası ya da iş garantisi olmayan insan değildir.Bakmayın siz bugünün insanlarına.Hepsi ''düzen''den şikayet ederken,senin düzensizliğini sorumsuzluk olarak görüyor.Hayretler içinde kaldığın olayları anlatırken,seni yarım yamalak dinleyip ''Neyse biz yolumuza'' bakalım diyor.Bu klasik bir Türkiye vatandaşı örneği.Başka ülkelerde henüz bulunup gezmediğim için,yalnızca bu ülke insanını yorumluyorum.

''Yolumuza bakalım'' derken aklınıza takılıyor ''Acaba yolu nedir ki?'' diye düşünürken soruyorsunuz.Size anlattığı şeylerin özeti ise ''maaş,sigorta,ev,araba,makam,mevki'' oluyor.Bu tip insan sayısı giderek artıyor.Ya da toplumun içinde hep aynı orandaydı ama çevremde giderek arttı.Neyse önemli olan var olmaları.Geçim?Peki geçinmek için her ''iş'' yapılır mı?Bunun cevabını size bırakıyorum.

Benim savunduğum mevzu;insanların bu düzensiz çarkın içinde bulunup bulunmaması değil.Bu devirde istemesen bile bir şekilde bir şeylere yardımcı oluyorsun.Herkes çalışmayı bıraksın gibi bir tavrım da yok ya da herkes filozof olsun.Sadece daha sevgi dolu bir toplum olmamız gerekirdi diye düşünüyorum hepsi bu.Etrafınıza bakın,sevginin kaçıncı sıralarda olduğuna dikkat edin.Herkes iş-güç telaşı sarmışken,kimse mutluluk arayışına girmiyor.Diyebilirsiniz ''Onlarda parası olunca mutlu olacak''.Hak veririm bu söze.Çünkü sevgiden mahrum kaldıkça,mutluluk ''para'' ya da ''makam'' gibi materyaller ile sağlanıyor.Üzücü olan bu.

Etrafınıza tekrar bakın.Kaç kişi ilkeli.Yani yediğinden,içtiğinden girdiği işe kadar kaç kişi belirli ilkeler edinerek yaklaşıyor kendi hayatına.Maalesef yok denecek ölçüde az.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başlangıç İçin Gitar Tavsiyeleri

Hayatımıza yeni şeyler sokmak isteriz. Bunlar; insan, hobi, şehir ya da düşünce olabilir. Hobi edinmek, genellikle devamlılığı gelmeyen uğraşlardır. Bir anlık hevesle başlayıp daha sonra bıkarız. Bunların başında da enstrümanlar gelir. Herkes (çoğumuz) bir enstrümanı; sesini ya da duruşunu severek almak ister. Yıllar önce ben de en sevdiğim enstrüman olan gitarı aldım. Yaklaşık dört yıldır elimin altında duran bu güzelim aleti henüz daha yeni keşfediyorum. Son üç aydır sıkı çalışıyorum. Daha önce imkansız gördüğüm bazı teknikleri yeni yeni uygulamaya başladım. Hatta bareli akorları ''Bunu hayatta basamam'' diyerek uzunca zaman aynı akorlar ile geçiş yapmak suretiyle tıngırdattım gitarı. Bugünlerde ise sağ elimi farklı ritmlere alıştırma çabası içerisindeyim. Lafı fazla uzatmadan başlangıç seviyesinde alınabilecek birkaç gitar tavsiyesinde bulunayım dedim. Verdiğim klasik gitar örneklerinin muadilini kendi mahallenizdeki ya da şehrinizdeki müzik marketlerden bulabilirsin

Mandabatmaz Türk Kahvesi -1967/ Beyoğlu

Beyoğlu adımlamak için en çok bulunduğum yer İstanbul'da. İnsan çeşitliliği bakımından ülkemizde daha renkli bir yer var mıdır bilmiyorum. Geçtiğimiz gün yine oradaydım. İstiklal merkezli bir Beyoğlu salınımında bulundum sevgilimle. Nerede oturalım sorularını sağnaklaştırdığımız tam o an kız arkadaşım "Mandabatmaz'a gidelim" dedi... Daha önce adını duymuştum lakin hiç uğramamıştım. Yakın sayılırdık o sokağa. İstiklal'in gürültü ve hengamesinden hemen Olivia Geçidi Sokağına girdik. Az ileride sıralı yer tabureleriyle bizi Mandabatmaz bekliyordu. Doğrusu burası hakkında söyleyecek çok bir şeyim yok. Müdavimlerinden dinlemek daha doğru olacaktır. Ne de olsa 1967 yılından beri mevcudiyetini sürdüren bir mekan. Kahvesi evvelden nasıldı; servis, oturma düzeni, fiyatları ya da sahipleri nasıldı bu konularda bir mukayese yapamayacağım. Ama şunları söylemek isterim... Fiyatları uygun bir yer. İki Türk Kahvesine yanlış hatırlamıyorsam 16 TL ödedik ki b