Ana içeriğe atla

Soruların Hakikate Ulaşmadaki Yeri

Felsefe tanımında ''aramak'' kelimesini kullanılır.Sürekli olarak aramak ve bir türlü,tam manası ile ''buldum'' diyememek.Önce kendini aramak gerekir.Kendini aramak için ise çevreni tanımak ve onu farklı biçimlerde anlamlandırmak lazım.Bu çevrenden başlayıp kendini tanıma süreci çok yorucu olur.Bu süreç çoğu zaman ölüme kadar sürer.Bir ömür boyu kendini anlamlandırmak ister bilge.İnsanların ortaya attığı ''bu iyidir'' veya ''bu kötüdür'' hükümlerinden çok ''iyi'' ve ''kötü'' nedir?in cevabını arar.Ve daha bu cevaplara varamadan pek çok sorusu ve tanım ihtiyacı duyduğu kavramları ile bir ömür boyu baş başadır.Her insanda bir nebze merak duygusu vardır.Kimileri yarınki hava durumunu,kimileri akşam oynanacak spor müsabakasının sonucunu ya da evrenin sırrını merak eder.Bütün insanların merak ettiği ortak şeyler de olsa genel olarak meraklarının sonucunu eğer daha soyut ise farklı yorumlarlar.Merakın temelinde kimilerine göre korku vardır kimilerine göre hakikati bulma çabası.Her ne olursa olsun insanoğlunun geldiği bu bilim ve sanat noktasına ''merak'' ile geldiği aşikardır.Tekrar başa dönersek,kendini bulmak için etrafında olup bitenleri anlamlandırmaya çalışarak bunu yapmak isteyen her insan temelde ; ''Bu nedir?'' sorusunu sorar.Bu sorular çoğaldıkça ve üretilen cevaplar arttıkça hakikate bir adım daha yaklaşılır ya da korkulardan bir adım daha uzaklaşılır.Önemli olan burada ''düşünme'' yetisinin sonsuz işlem kapasiteni düşünerek,sonsuz kere düşünmek.Yani ''ben biliyorum'' deyip bırakmak yerine ''daha iyi nasıl bilebilirim?'' diyebilmek lazım gelir.

''Önemli olan soru sormaktan vazgeçmemektir, merak duygusunun yaratılmış olmasının da kendine göre bir amacı vardır. İnsan sonsuzluğu, hayatı, gerçeğin o harikulade yapısını düşündükçe, dehşet içinde kalmadan edemez, her gün bu büyük esrarın bir zerresini anlamaya çalışmak da yeter, kutsal merakı asla kaybetmemek gerekir.''
Albert Einstein



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tek Düzen Hesap Planı Nedir ?

 Tek Düzen Hesap Planı (TDHP), işletmelerin muhasebe kayıtlarını ve mali tablolarını standart bir formatta tutmalarını sağlayan bir sistemdir. Türkiye'de, TDHP 1994 yılında yürürlüğe girmiştir ve Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmiştir. TDHP'nin temel amacı, mali tabloların anlaşılabilirliğini ve karşılaştırılabilirliğini artırmak, muhasebe kayıtlarının doğruluğunu ve güvenilirliğini sağlamaktır.     Tek Düzen Hesap Planının Özellikleri 1. Standartlaşma:    - Bütün işletmeler için aynı hesap kodları ve hesap isimleri kullanılır. Bu, farklı işletmelerin mali tablolarının karşılaştırılmasını kolaylaştırır.    2. Detaylı Yapı:    - TDHP, ana hesaplar, alt hesaplar ve yardımcı hesaplardan oluşur. Bu yapı, muhasebe kayıtlarının daha detaylı ve spesifik olmasını sağlar.   3. Hesap Kodları:    - TDHP'de her hesap için belirli bir kod sistemi kullanılır. Bu kod sistemi, hesapların sınıflandırılma

Marketing Mix Nedir ? (4P)

 Son zamanlarda  pek çok insan e-ticarete yöneldi. Özellikle 18-40 yaş arası için bunu söylemek mümkün. İnsanlar ekonomik özgürlüklerini kazanmak için .eşitli yollara başvuruyor. Bunun başında da ticaret geliyor. Yüzyıllardır servet sahiplerinin mesleği olan "tüccarlık" her ne kadar form değiştirse de nüvesindeki ruh aynı: kar etmek! Kuzenim, arkadaşlarım ve pek çok kişi son zamanlarda e-ticarete yöneldi. Ben de halihazırda önemli bir e-ticaret şirketinde çalışmaktayım. Önümüzdeki dönemlerde istifa edebilir veya kendi markamı kurabilirim. Ama bunun için gerekli sermaye ve bilgi birikimim henüz yok.  Hemen hemen her gün "artık işimi kurmalıyım" desem de henüz cesaret gösterebilmiş değilim. Size bu yazımda iş kurmak isteyenler için en temel bilmesi gereken bir şeyden bahsetmek istiyorum: Marketing Mix ! 1960'larda Philip Kotler tarafından ortaya atılan bu pazarlama teorisi şu dört P den oluışmakta -     Product - Ürün -     Price - Fiyat -     Place - Dağıtım, yer

Muhasebenin Kısa Tarihi

  Muhasebenin tarihi, insanlık tarihi kadar eski olup, ticaretin ve ekonomik faaliyetlerin başlamasıyla birlikte gelişmiştir. İşte muhasebenin tarihine dair önemli dönüm noktaları:     Antik Dönemler - Mezopotamya: M.Ö. 4000 yıllarında, Sümerler tarafından ilk muhasebe kayıtları tutulmuştur. Kil tabletler üzerine yazılmış bu kayıtlar, tarımsal ürünlerin ve ticaret mallarının hesaplarını içerir. - Mısır: Mısır'da da M.Ö. 3000 yıllarında muhasebe kayıtları tutulmaya başlanmıştır. Tapınaklar, piramitler ve devlet kurumları için yapılan harcamalar ve gelirler dikkatlice kaydedilmiştir. - Yunan ve Roma İmparatorlukları: Bu dönemlerde de ticaretin gelişmesiyle birlikte muhasebe uygulamaları yaygınlaşmıştır. Özellikle Roma İmparatorluğu'nda devlet gelirleri ve harcamaları detaylı bir şekilde kaydedilmiştir.     Orta Çağ - İslam Dünyası: Orta Çağ'da İslam dünyasında da muhasebe önemli bir yer tutmuştur. Özellikle Abbasiler döneminde, devletin gelir ve giderlerinin k