Ana içeriğe atla

2016 Türkiye Futbolu ve Sonucu

Değer yargılarımızın fazlası ile hayatımızı etkilediği bir ülkede yaşıyoruz.Bazen tüm yorumlarımızı gelenek ve göreneklerimize göre bazense bugünün dünyasına göre yorumluyoruz.Bu işten en çok payını alan ise şüphesiz 'futbol'.Bugünlerde oynanan 'Euro 2016' müsabakaları hayli keyifsiz geçse de daha keyifsiz olan bir durum olarak Türkiye Milli Takımı'nı gösterebiliriz.Futbolcular ve hoca Fatih Terim sürekli olarak ''Buraya katılmakta bir başarı'' diyorlar.Ama bu sözü söylüyor olmaları bile içinde bulunduğumuz durumun bir açıklaması olmadığını gösteriyor.Son İspanya maçında yuhlanan bir Arda Turan ve Milli Takım var.Seyirciye kızanlar da var.Ama son derece haklı olarak yuhlayan taraftardan daha modern nasıl bir tepki bekliyoruz anlamış değilim.Şans eseri katıldığımız turnuvada henüz bir gol bile atamamışken taraftarın alkışlamasını beklemek biraz fazla iyimserlik olur.Açık konuşmak gerekirse bizim milli takımımız başta Fatih Terim olmak üzere komple bir revizyona gitmek zorunda.Futbolcuların ben kalitesiz olduğunu söyleyemem.Gerek Arda,Hakan,Nuri gibi dünya çapında gerek Gökhan,Oğuzhan,Ozan,Selçuk gibi kendi ligimizde üst düzey futbolcular bugün Milli Takım formamızı giyiyor.Eksik olan tek şey bana göre az çalışmak ve mücadele etmemek.Burada ahkam kesmek çok kolay olabilir.Televizyonlar,gazeteler ve kendini futbol sever olarak gören bazı 'akıl' yoksunları sürekli hedef gösteriyor ve çok ağır cümleler kuruyor.Yani ne Milli Takım heyeti ne de ülke vatandaşlarımız yine kendine suç bulmuyor.Yine herkes haklı.Halbuki bunu şöyle okumak lazım;seksen milyonluk bir ülkenin çıkardığı milli takım bu.Daha iyi bir futbolcu grubu varsa söyleyin onlar oynasın.Ne futbolcularımızda ne de taraftarımızda maalesef hala 'futbol' adına hiç bir alamet yok.Allah bize;fitness salonlarında baklava yaparak sporcu olduğunu sanan aklen engelli arkadaşlarımızın yerine sporun gerçek ruhunu ve amacını bilen arkadaşlar nasip etsin.Boş geçen 'Beden Eğitimi' dersleri,yetersiz spor kompleksleri,spor müsabakalarında eksik olan sağlık personelleri,bozuk sahalar vb. pek çok sorun oldukça 'Dünya Şampiyonu' ve/veya 'Avrupa Şampiyonu' olmak biraz zor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tek Düzen Hesap Planı Nedir ?

 Tek Düzen Hesap Planı (TDHP), işletmelerin muhasebe kayıtlarını ve mali tablolarını standart bir formatta tutmalarını sağlayan bir sistemdir. Türkiye'de, TDHP 1994 yılında yürürlüğe girmiştir ve Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmiştir. TDHP'nin temel amacı, mali tabloların anlaşılabilirliğini ve karşılaştırılabilirliğini artırmak, muhasebe kayıtlarının doğruluğunu ve güvenilirliğini sağlamaktır.     Tek Düzen Hesap Planının Özellikleri 1. Standartlaşma:    - Bütün işletmeler için aynı hesap kodları ve hesap isimleri kullanılır. Bu, farklı işletmelerin mali tablolarının karşılaştırılmasını kolaylaştırır.    2. Detaylı Yapı:    - TDHP, ana hesaplar, alt hesaplar ve yardımcı hesaplardan oluşur. Bu yapı, muhasebe kayıtlarının daha detaylı ve spesifik olmasını sağlar.   3. Hesap Kodları:    - TDHP'de her hesap için belirli bir kod sistemi kullanılır. Bu kod sistemi, hesapların sınıflandırılma

Marketing Mix Nedir ? (4P)

 Son zamanlarda  pek çok insan e-ticarete yöneldi. Özellikle 18-40 yaş arası için bunu söylemek mümkün. İnsanlar ekonomik özgürlüklerini kazanmak için .eşitli yollara başvuruyor. Bunun başında da ticaret geliyor. Yüzyıllardır servet sahiplerinin mesleği olan "tüccarlık" her ne kadar form değiştirse de nüvesindeki ruh aynı: kar etmek! Kuzenim, arkadaşlarım ve pek çok kişi son zamanlarda e-ticarete yöneldi. Ben de halihazırda önemli bir e-ticaret şirketinde çalışmaktayım. Önümüzdeki dönemlerde istifa edebilir veya kendi markamı kurabilirim. Ama bunun için gerekli sermaye ve bilgi birikimim henüz yok.  Hemen hemen her gün "artık işimi kurmalıyım" desem de henüz cesaret gösterebilmiş değilim. Size bu yazımda iş kurmak isteyenler için en temel bilmesi gereken bir şeyden bahsetmek istiyorum: Marketing Mix ! 1960'larda Philip Kotler tarafından ortaya atılan bu pazarlama teorisi şu dört P den oluışmakta -     Product - Ürün -     Price - Fiyat -     Place - Dağıtım, yer

Muhasebenin Kısa Tarihi

  Muhasebenin tarihi, insanlık tarihi kadar eski olup, ticaretin ve ekonomik faaliyetlerin başlamasıyla birlikte gelişmiştir. İşte muhasebenin tarihine dair önemli dönüm noktaları:     Antik Dönemler - Mezopotamya: M.Ö. 4000 yıllarında, Sümerler tarafından ilk muhasebe kayıtları tutulmuştur. Kil tabletler üzerine yazılmış bu kayıtlar, tarımsal ürünlerin ve ticaret mallarının hesaplarını içerir. - Mısır: Mısır'da da M.Ö. 3000 yıllarında muhasebe kayıtları tutulmaya başlanmıştır. Tapınaklar, piramitler ve devlet kurumları için yapılan harcamalar ve gelirler dikkatlice kaydedilmiştir. - Yunan ve Roma İmparatorlukları: Bu dönemlerde de ticaretin gelişmesiyle birlikte muhasebe uygulamaları yaygınlaşmıştır. Özellikle Roma İmparatorluğu'nda devlet gelirleri ve harcamaları detaylı bir şekilde kaydedilmiştir.     Orta Çağ - İslam Dünyası: Orta Çağ'da İslam dünyasında da muhasebe önemli bir yer tutmuştur. Özellikle Abbasiler döneminde, devletin gelir ve giderlerinin k