Ana içeriğe atla

Gitar Çalamamak ve Bare

Üniversiteye ilk geçtiğim yılda başladım gitar çalmaya.Daha önceleri bir kaç kez denesem de tam olarak becerdiğim söylenemez.Bugün hala 2 yıl olmasına rağmen tam oturtmuş değilim.İlk aldığım ucuz gitarın sert klavyesi beni biraz yıldırmış olsa da;belirli bir seviyeye geldim demek doğru olabilir.Bare basmak konusunda çok geri kaldım.Herhalde gitar çalmaya başlayan herkesin ''Tamam ya kolaymış'' dedikten sonra bareli akorlar ile birlikte ''Bu ne abi'' dediği nokta olsa gerek ''bare'' konusu.Bare bir parmağın tamamen bir perdeyi kapatması demek.
Resimde de görüldüğü gibi,bir parmak tamamen perdeye basılı ve diğerleri de akorun düzenine göre farklı perdelerde yer alıyor.Bu iş öğrenene kadar bir hayli zaman alıyor.Ben hala tam olarak bareli akorlar konusunda çok zayıfım.Bunun çeşitli metodları var.Mesela tam sert basıp sağlıklı bir ses almak için parmağımızın kemik kısmını yan bir şekilde basarsak daha net bir ses almamız mümkün.Velhasıl kelam bare basmak her ne kadar zor olsa da bunu zorlayan bir başka faktörde gitarın kalitesi.Gitarın kalitesi yüksek olursa;yumuşak eli acıtmayan bir klavyesi ve telleri olur.Bu da size daha kolay ve kısa zamanda akorları basmayı öğretir.Bir başka yorucu mesele de ; ritim tutamamaktır.Akorları bilmek bile tamamen bize şarkıyı çaldırmaz.Folk,caz,rock gibi pek çok ritim varken nerede hangi ritmi kaç ölçekle tutacağımız bir muamma haline gelebiliyor.Benim ufak bir tavsiyem ise;varsa yakınlarınızda iyi bir kursa gitmek yok ise internetten kolay anlaşılabilen hocaların derslerini dinlemek.Arkadaşlar kesinlikle şarkı üzerinden değil de akor ve ritim üzerinden çalışın.İki şarkı çalsam bana yeter diyorsanız kendiniz bilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başlangıç İçin Gitar Tavsiyeleri

Hayatımıza yeni şeyler sokmak isteriz. Bunlar; insan, hobi, şehir ya da düşünce olabilir. Hobi edinmek, genellikle devamlılığı gelmeyen uğraşlardır. Bir anlık hevesle başlayıp daha sonra bıkarız. Bunların başında da enstrümanlar gelir. Herkes (çoğumuz) bir enstrümanı; sesini ya da duruşunu severek almak ister. Yıllar önce ben de en sevdiğim enstrüman olan gitarı aldım. Yaklaşık dört yıldır elimin altında duran bu güzelim aleti henüz daha yeni keşfediyorum. Son üç aydır sıkı çalışıyorum. Daha önce imkansız gördüğüm bazı teknikleri yeni yeni uygulamaya başladım. Hatta bareli akorları ''Bunu hayatta basamam'' diyerek uzunca zaman aynı akorlar ile geçiş yapmak suretiyle tıngırdattım gitarı. Bugünlerde ise sağ elimi farklı ritmlere alıştırma çabası içerisindeyim. Lafı fazla uzatmadan başlangıç seviyesinde alınabilecek birkaç gitar tavsiyesinde bulunayım dedim. Verdiğim klasik gitar örneklerinin muadilini kendi mahallenizdeki ya da şehrinizdeki müzik marketlerden bulabilirsin

Mandabatmaz Türk Kahvesi -1967/ Beyoğlu

Beyoğlu adımlamak için en çok bulunduğum yer İstanbul'da. İnsan çeşitliliği bakımından ülkemizde daha renkli bir yer var mıdır bilmiyorum. Geçtiğimiz gün yine oradaydım. İstiklal merkezli bir Beyoğlu salınımında bulundum sevgilimle. Nerede oturalım sorularını sağnaklaştırdığımız tam o an kız arkadaşım "Mandabatmaz'a gidelim" dedi... Daha önce adını duymuştum lakin hiç uğramamıştım. Yakın sayılırdık o sokağa. İstiklal'in gürültü ve hengamesinden hemen Olivia Geçidi Sokağına girdik. Az ileride sıralı yer tabureleriyle bizi Mandabatmaz bekliyordu. Doğrusu burası hakkında söyleyecek çok bir şeyim yok. Müdavimlerinden dinlemek daha doğru olacaktır. Ne de olsa 1967 yılından beri mevcudiyetini sürdüren bir mekan. Kahvesi evvelden nasıldı; servis, oturma düzeni, fiyatları ya da sahipleri nasıldı bu konularda bir mukayese yapamayacağım. Ama şunları söylemek isterim... Fiyatları uygun bir yer. İki Türk Kahvesine yanlış hatırlamıyorsam 16 TL ödedik ki b