Ana içeriğe atla

Toprağın Tuzu(The Salt Of Earth) - Belgesel

Fotoğrafla ilgilenen arkadaşlara şiddetle tavsiye ettiğim belgesel ''Toprağın Tuzu''. 2014 yılında Fransa ve Brezilya ortak yapımı olan filmi Wim Wenders ve Juliano Riberio Salgado yönetmekte. Film fotoğrafçı Sebastiao Salgado'nun hayatını bizlere sunuyor. Ünlü Brezilyalı fotoğrafçının yaşam öyküsünü yıllar içinde çektiği siyah-beyaz fotoğraflar eşliğinde takip ediyoruz. Sadece fotoğraf ekseninde ilerlemiyor belgesel. Dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik krizler; savaşlar, göçler ve açlık gibi pek çok konuda da fotoğraflar ve hikayeler eşliğinde aktarılıyor. Fotoğrafın anlamını genişleten ve yıllar içinde pek çok sergi düzenleyen Salgado'nun bu macera dolu hayatını yakından tanıklık ediyor olmak güzel bir his.

Siyah-beyaz fotoğrafları seven bir fotoğrafçı olarak bu belgeseli hazine gibi görüyorum. Belgesel boyunca politik olayların belgesi olarak önümüzde duran bu fotoğraflar, deyim yerindeyse bütün kelimelerin edilgen kaldığı ve yerini sadece o ana bıraktığı eşsiz kareler dizini.








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Başlangıç İçin Gitar Tavsiyeleri

Hayatımıza yeni şeyler sokmak isteriz. Bunlar; insan, hobi, şehir ya da düşünce olabilir. Hobi edinmek, genellikle devamlılığı gelmeyen uğraşlardır. Bir anlık hevesle başlayıp daha sonra bıkarız. Bunların başında da enstrümanlar gelir. Herkes (çoğumuz) bir enstrümanı; sesini ya da duruşunu severek almak ister. Yıllar önce ben de en sevdiğim enstrüman olan gitarı aldım. Yaklaşık dört yıldır elimin altında duran bu güzelim aleti henüz daha yeni keşfediyorum. Son üç aydır sıkı çalışıyorum. Daha önce imkansız gördüğüm bazı teknikleri yeni yeni uygulamaya başladım. Hatta bareli akorları ''Bunu hayatta basamam'' diyerek uzunca zaman aynı akorlar ile geçiş yapmak suretiyle tıngırdattım gitarı. Bugünlerde ise sağ elimi farklı ritmlere alıştırma çabası içerisindeyim. Lafı fazla uzatmadan başlangıç seviyesinde alınabilecek birkaç gitar tavsiyesinde bulunayım dedim. Verdiğim klasik gitar örneklerinin muadilini kendi mahallenizdeki ya da şehrinizdeki müzik marketlerden bulabilirsin

Mandabatmaz Türk Kahvesi -1967/ Beyoğlu

Beyoğlu adımlamak için en çok bulunduğum yer İstanbul'da. İnsan çeşitliliği bakımından ülkemizde daha renkli bir yer var mıdır bilmiyorum. Geçtiğimiz gün yine oradaydım. İstiklal merkezli bir Beyoğlu salınımında bulundum sevgilimle. Nerede oturalım sorularını sağnaklaştırdığımız tam o an kız arkadaşım "Mandabatmaz'a gidelim" dedi... Daha önce adını duymuştum lakin hiç uğramamıştım. Yakın sayılırdık o sokağa. İstiklal'in gürültü ve hengamesinden hemen Olivia Geçidi Sokağına girdik. Az ileride sıralı yer tabureleriyle bizi Mandabatmaz bekliyordu. Doğrusu burası hakkında söyleyecek çok bir şeyim yok. Müdavimlerinden dinlemek daha doğru olacaktır. Ne de olsa 1967 yılından beri mevcudiyetini sürdüren bir mekan. Kahvesi evvelden nasıldı; servis, oturma düzeni, fiyatları ya da sahipleri nasıldı bu konularda bir mukayese yapamayacağım. Ama şunları söylemek isterim... Fiyatları uygun bir yer. İki Türk Kahvesine yanlış hatırlamıyorsam 16 TL ödedik ki b